Güçlü ekonomi için katma değer yaratan, kaliteli hizmet üretimi odaklı hukuk ve yargı yapılanma önerileri

Ekonomide en önemli etkiyi, hukukun üstünlüğünü sağlamakla görevli olan yargı gücü yapar. Çünkü yargının işlevi ekonominin ve toplum hayatının her alanını ilgilendirir. Uyuşmazlıkları çözmek, bireyler arasında uzlaşma ve iş birliğini yeniden tesis etmek, herkesin kurallara uygun davranmasını, yöneticilerin kamu gücünü hukuka uyarlı olarak kullanmasını sağlamak, bireylerin temel hak ve özgürlüklerini, özellikle fikir ve ifade özgürlüğünü devlet yöneticilerine karşı korumak yargının temel görevidir.

Hukuk, üretimi ve ticareti sağlayan ilişkilerdir ve bu yönüyle ekonominin can damarları ve sinirleri gibidir. Hukukun üstünlüğünü sağlama görevini etkin olarak gerçekleştiren ve bunda güven veren yargı, ekonomik ilişkilere güven getirerek refahı artırmada çarpan etkisi oluşturur; ülkenin itibarını ulusal ve uluslararası alanda katlar. Zira hukuk güvenliği işletmelerin ticari itibarını artırır, ekonomik ilişkileri ve faaliyetleri canlandırır. Hukuk ne kadar iyi işliyorsa ekonomi de o kadar iyidir.

Hukukun üstünlüğü sayesinde iş dünyası, ekonomide olacakları öngörebilir, kestirebilir, hesap ve plan yapabilir; böylece uzun soluklu ve köklü yatırım yapabilir. Birbirinin tamamen aynı olan bir yatırımın değerinin ülkeden ülkeye kat kat farklı olmasının sebebi hukukun üstünlüğünün derecesidir. Gelişmiş ülkeler hukukun üstünlüğü sayesinde tanesi 2-3 dolara mal edilen bir tişörtü rahatça 50-100 dolara satabilmektedir. Bu, her türlü mal ve hizmet üretimi ve ticareti için böyledir. İhraç ettiğimiz malın miktarını artırmadan ihracat gelirimizi artırmak böylece mümkündür. Öte yandan ekonomide toplam faktör verimliliği adı verilen, mal ve hizmet üretimine ve ticaretine etkisi olan bütün unsurlarda verimliliği toptan artırmanın, aynı birim iş yaparak kat kat daha fazla gelir elde etmenin yolu da hukuktan geçer.

Türkiye’nin kronikleşmiş dış ticaret açığı, bunu finanse etmek için de “cari açık- dış borç ve yüksek faiz” sarmalına yakalanmış olması da hukuk alanında geri kalmış olmamızdandır.

Acı olan ise ülkemizde hukukun üstünlüğünün, özellikle fikir ve ifade özgürlüğü alanında aksadığını bütün dünya her gün konuşuluyor olması ve bunun buluş ve yeniliklere olumsuz etki yapmasıdır.