Çocuk işçiliğini; çocuğu çalışan ailelerce çocuğa karşı işlenen “bireysel” hak ihlali değil, “ekonomi yönetimi”nde alınan yanlış kararların yarattığı bir hak ihlali olarak görmek gerekmektedir.
Çünkü;
- Enflasyonist ortamda bozulan fiyat mekanizması karşısında asgari ücret yetersiz kalmakta, yüksek enflasyon insanların geçimini bozmaktadır.
- Enflasyonist ortam gelir dağılımını bozar. Türkiye’de gelir dağılımı özellikle son 10 yılda ciddi düzeyde bozulma eğilimindedir.
- Enflasyonist ortamda bütçe dengesi bozularak imkânları daralan devletin, fırsat eşitsizliklerini gidermek için sosyal devletten beklenen hizmetleri vermekte ihtiyaç sahiplerine yetememesi ve içine düşülen ekonomik darboğazlar; aileler için temel geçim ihtiyaçlarının karşılanamadığı sosyal krize dönüşebilir.
İdarenin başlıca görevleri arasında, her ülkenin yaşayabileceği ekonomik daralma dönemlerinin bir an önce çözümlenmesi sağlamak ve sosyal adaletsizliğe dönüşmesini önlemek üzere rasyonel bir ekonomi yönetimi ortaya koymak; müreffeh bir ekonomi tesis ederek fırsat eşitsizliğine maruz kalan kişiler ve gruplar için sürdürülebilir sosyal politikalar üretmek, sosyal devletin hukuki altyapısını güçlendirmek yer almaktadır.
Yargı, idareyi bütün bu görevlerini gerçekleştirmek üzere hesap vermeye zorlayan mekanizmadır. Kaliteli hizmet veren bir yargının varlığında; ekonomi yönetiminde, sosyal politikalarda, istihdam politikalarında, eğitim sistemlerinde alınan yanlış kararlar, “yönetimde başarısızlık” olarak değerlendirilerek soruşturulmak üzere yargının önüne gelebilmektedir.
Bu nedenle, kaliteli hizmet üretebilen, kendisi de tam hesapverir bir yargı, bu işlevi ile aynı zamanda sosyal adalet demektir.